Dilan Polat’ın Çocukluk Arkadaşından Çok Konuşulacak Açıklamalar
Dilan Polat ve Engin Polat çiftinin “Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet” suçları nedeniyle haklarındaki soruşturma sürüyor.
Bu kez Dilan Polat’ın çocukluk arkadaşı avukat Özgecan Sırma konuştu. 2. Sayfa programına konuk olan Sırma, “Dilan’ın hayatı sadece Engin. Engin ile olan ilişkisi. Biz 17 yaşındayken Engin’in çoraplarını kokluyordu. ‘Kocam kocam’ demesi şov değil, gerçek. Belki de ailedeki duygu eksikliğindendi. Aşk diyemeyeceğimiz, saplantı boyutunda bir bağı var” dedi.
Sırma’nın çok konuşulacak açıklamaları şöyle:
“Dilan gecekondu hayatından gelme bir kız değil. Eşi öyle. Gelin gittiği ev öyle. Engin, Dilan’ı istemeye geleceği zaman evlerini biz temizledik. Tabii ki hizmetçileri vs yoktu. Ama Antalya’da evleri vardı birkaç tane. Dilan’ın travmaları çoktu. Çok panikatak krizleri geçiriyordu.”
“Dilan’ın gençliğinde de intihar girişimi oldu. Annesinin kaybı ile alakalı diye düşünüyorum. Annem market alışverişi için indiğinde, Dilan için ‘binanın tepesinde’ diyorlar. Oradan alıp annem bizim eve getirdi. Sakinleştirdik süreci böyle devam ettirdik.
Babası ile çatışmaları, kardeşinin durumu… Arkadaş olarak ben ve ablam vardı. Bizden başka insan yoktu hayatlarında. Bu anıdan bağımsız olarak ortada çok travmatik bir geçmiş var.
Bu bir tahliye sebebi değildir. ‘Benim psikolojim bozuk, tahliye edin’ gibi bir durum yok. Bir psikolog ve psiyatri desteği verilebilir. Veriliyormuş da zaten.”
SILA BANA “AVUKATIM OLUR MUSUN?” DİYE SORDU
“Sıla bana ‘avukatım olur musun?’ dedi, kabul etmedim. Neden edeyim? Bana bir mikrofon uzatılacak. Ben vekaletli bir avukat olarak onların aleyhinde bir şey söyleyebilir miyim? Disiplin suçu. Ben inanmıyorum ki haklılığa, seni nasıl savunayım?”
Ben Dilan ve Sıla’nın kurnaz noktasında olduğunu düşünmüyorum. Öyle olsa zaten böyle olmazlardı. Engin İstanbul’daydı. Şoförlük yapıyordu. Ekonomik olarak zor durumda olduklarını biliyordum. Dilan’ın Engin’e göre daha rahat bir hayatı vardı. Dilan’ın ‘ben şimdi orada nasıl yaşayacağım’, ‘ev işlerini nasıl yapacağım’ kaygısı vardı.”
“Ekran önünde Sıla ve Dilan can ciğer olabilirler ama kamera arkasında öyle değil bu durum. Kedi-köpek durumu var.
Antalya’daki evde annesinin kanı duruyordu. Sildirtmiyorlardı. ‘O annemin kanı’ diyorlardı. Onları yönetebilecek biri yoktu duygusal anlarda. Engin istemeye geldiğinde bizim evdeki süpürgeyi götürmüştük, halıya dokunmadık.”